Toplumda çok sık rastlanan kalp ve damar hastalığı olan hipertansiyonun (yüksek tansiyon) pek çok organı etkilediğini anlatan Özel Tınaztepe Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Olcay Gültepe,
hipertansiyon hastalığını birçok yönüyle ele almak ve tedavi etmek gerektiğine vurgu yaparak ”Hipertansiyon diğer organları etkileyen bir hastalıktır. Beyin, gözler, böbrekler, vücuttaki tüm damarlar ve kalp hipertansiyondan direkt etkilenir. Uzun süren hipertansiyonda kalpte büyüme, kalbin fonksiyonlarında gerileme, böbrek damarlarında kireçlenme, basınç artışına bağlı böbrek fonksiyon bozuklukları ortaya çıkar. Ayrıca hipertansiyon beyin kanamalarına da yol açabilmekte” dedi.
Damarların sertleşmesi ve kireçlenmesine bağlı normal genişleme yeteneğini kaybetmesi sonucunda kan basıncının yükselmesinin hipertansiyona yol açtığını kaydeden Dr. Gültepe, şöyle konuştu:
“Hipertansiyon hastalarının çoğu primer hipertansiyon dediğimiz nedeni bilinmeyen gruba girer. Yaklaşık 40 yaşından sonra ortaya çıkar. Yavaş seyirli ve kaynağını bulamadığımız hipertansiyon türüdür. Geriye kalan yüzde 10’luk kısımdaysa hastada başka bir organa bağlı olan ve tedavi edilebilir bir hasar sonucu tansiyon ortaya çıkar. Bu tür tansiyonun özelliği eğer kesin tanı konabilirse, problemli organ saptanabilirse hastalığın tedavi ile ortadan kalkma şansı var. Ama primer hipertansiyon için böyle bir şans yok.”
HER ÜÇ KİŞİDEN BİRİNDE GÖRÜLÜYOR
Bu nedenlerden dolayı tansiyonun tanısının konması ve iyi bir şekilde tedavi edilmesinin büyük önem taşıdığına dikkat çeken Dr. Gültepe, 2014 yılı Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Kongresinde verilen bilgilere göre sadece Türkiye’de değil tüm dünyada tansiyon hastalarının yüzde 50’ye yakınının tanısının konabildiğini belirtti. Dr. Gültepe şu bilgileri verdi:
“Yine bu tanısı konan yüzde 50’lik kısmın ancak yüzde 50’sinde iyi bir kontrol sağlanabildiği görülmüş. Yani yaklaşık her 4 hastadan biri iyi ve yeterli bir tedavi alabiliyor. Türkiye’de hipertansiyon hastası oranı ise 40 yaşından sonra yüzde 30’lara çıkıyor. Neredeyse her 3 kişiden biri hipertansiyon hastası. Bu hastaların çoğunda da diyabet görülüyor. Hastanemizde Kardiyoloji ve İç Hastalıkları bölümü işbirliği çalışması başlattık. İki aydır devam ediyor. Deneme aşamasındaki klinik gözlemlerimize göre olumlu sonuçlar aldık. Hedefimiz, hastanemizde hipertansiyon polikliniği oluşturmak.”
HEDEF: FARKINDALIK ORANINI ARTIRMAK
Özel Tınaztepe Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ozan Kınay da şu ifadelerde bulundu:
“Hipertansiyon; hiperlipidemi, diyabet, koroner damar hastalığı, kronik böbrek yetmezliği gibi hastalıklar ile çok sık bir arada görülebildiğinden tedavide multidisipliner yaklaşım başarı şansını artırıyor. Hastanemizde Kardiyovasküler Cerrahi ve Kardiyoloji bölümü yıllardır takım çalışması içindeydi. Şimdi de özel hastane sisteminde alışılmışın dışına çıkarak hasta bakım kalitesini daha da artırmak adına dahiliye bölümüyle böyle bir iş birliği içerisine girdik. Hipertansiyonu tüm yönleriyle ele alıp, tüm yönleriyle tedavi etmeyi planlıyoruz. Genelde dahiliye polikliniklerinde zaman darlığından da dolayı tansiyon hastalığı detaylı bir şekilde tetkik ve tedavi edilemiyor. Bu nedenle hastanın kan basıncı kontrol altına alınsa da tansiyon yüksekliğine bağlı diğer bazı hastalıklar gözden kaçabiliyor. Hedefimiz hastada ve çevresinde hipertansiyon hastalığı ile ilgili farkındalık oranını artırmak, kişinin yaş, cins, genetik yapısına uygun, eşlik eden diğer hastalıklarına olumsuz etki yapmayacak hatta olumlu etkileşim sağlayacak tedavi planı oluşturmak ve tedavinin sürekliliği ve periyodik kontroller ile kişinin uzun süreli ve sağlıklı bir yaşam sürmesine yardımcı olmak."