İzmir Özel Tinaztepe Hastanesi

Sağlık Köşesi

ONKOLOJİ’DE UMUT VERİCİ GELİŞMELER

ONKOLOJİ’DE UMUT VERİCİ GELİŞMELER


Meme kanseriyle ilgili olarak taramaya başlanma yaşı ve sıklığı en çok üzerinde durulan konular oldu. Meme kanseri için bilinen risklerden hiçbirini taşımayan, sağlıklı bayanlarda taramaya başlama yaşı bugüne kadar 40 iken, 40- 49 yaşları arasında yapılan taramaların çok ikna edici temellere dayanmadığı iddia edildi.

 

Ayrıca her sene yapılması gerektiği düşünülürken, iki senede bir mamografi yapılmasının yeterli olacağı savunuldu. 50 yaşından sonra mamografik tetkiklerin tanı açısından güvenirliği artmakta ve en güvenilir yaş grubu 60- 69 yaş grubunu oluşturmakta. 70- 74 yaşları yaşları arasındaki hastalarda tarama amaçlı mamografinin rolü konusunda olumlu görüş birliği olmasına rağmen 74 yaşının üstündeki bayanlarda veya aynı zamanda var olan başka hastalıklar nedeniyle yaşamları sınırlı olanlarda mamografinin rolü olduğuna inanılmamakta.

Her türlü girişimde olduğu gibi taramada da bu işlemin yarar ve zararlarını iyi hesap etmek zorundayız. Taramadaki en önemli beklenti ve yarar, meme kanserine bağlı ölüm oranının düşürülmesi ve ömrün uzaması, ancak bunu yaparken tarama yapılan kişilerde gereksiz maddi kayıplara neden olmak, radyasyon, ağrı, anksiyete de hesaba katılmalı. Ayıca mamografide gözlenen şüpheli görüntüler nedeniyle yapılan biyopsiler ve aslı olmayan tanıların da dikkate alınması gerekiyor. Ancak, bu konulardaki görüş farklılıkları devam etmekte.

50 YAŞ ÜSTÜ ERKEKLER YILDA BİR MUAYENE OLMALI

Prostat kanserinde de idrar yollarıyla ilgili hiçbir şikayeti olmayan erkeklerde PSA’ya bakılsın mı bakılmasın mı konusu gündeme geldi. Prostat kanserinin yüzde 70’i prostatın idrar yoluna uzak bölgesinden köken alır. Bu nedenle başlangıçta fazla bir şikayet olmayabilir. Bu gerekçeyle 50 yaş üzerindeki erkeklerin yıllık prostat muayenesi ve PSA (Prostat Spesifik Antijen) bakılması için üroloji hekimine başvurmaları önerilir. Muayene veya PSA’dan birinde anormallik fark edilirse özellikle genç hasta olarak düşündüğümüz 70 yaş altı hastalarda prostat biyopsisi yapılması önerilir. Bu durum bazen klinik olarak önemsiz sayılan bazı prostat kanserlerinin tanısına da yol açmasına rağmen önemli pek çok prostat kanserinin erken tanısında ciddi bir aşama kaydettirmiştir. PSA’nın tarama aracı olarak kullanılması konusunda ciddi görüş ayrılıkları vardır ve tartışmalar hala sürmektedir. Herkesin aynı fikri paylaştığı konu 50 yaşının üstündeki erkeklerde senelik ürolojik muayenenin gerekli olduğudur.

Bugüne kadar akciğer kanseriyle ilgili olarak tatmin edici bir yöntem bulunamamıştı, ancak en son yapılan çalışmalarda akciğer kanseri olma riski yüksek kişilerde düşük doz radyasyon içeren BT tetkiklerinin yararlı olduğu ve akciğer kanserine bağlı ölümleri yüzde 20’den fazla azalttığı gösterildi. Tarama yapılmasının gerektiği grup çok sigara içen ve 55- 74 yaş grubunu içine almakta. Sigarayı bırakalı 15 yıl olmasına rağmen bu kişilerde akciğer kanserine yakalanma riskinin devam ettiği bu yüzden de yüksek risk grubundaki bu kişilerde de taramaya devam etmenin doğru olacağı belirtilmekte.

Diğer bir grupta da daha az bilimsel veriye sahip olmakla beraber taramanın yararlı olduğu düşünülmekte. Daha az sigara içmekle birlikte akciğer hastalığı olanlar endüstriyel çevre etkenleri nedeniyle akciğer kanseri olma riski yüksek olanlar (Asbestos, silikoz kot taşlama, radon ışınlama) ve ailede akciğer kanseri hikayesi olanlar bu grubu oluşturmakta.

Akciğer kanserlerinde düşük doz BT’yi kullanmanın genel kabul görmesi için açıklığa kavuşması gereken konular var. Akciğerlerde görülen şüpheli oluşumların ne anlama geldiğinin kesin tanımı, kimlerin ve hangi sıklıkla taranması gerektiğinin tanımlanması gerekmekte. Ayrıca diğer organlara nazaran akciğerlerden biyopsi alınması daha ciddi risk olması üzerinde düşünülen konulardır.

Özel Tınaztepe Hastanesi olarak onkolojideki gelişmelere ayak uydurarak bu gelişmeleri topluma yansıtmak ilkesiyle hareket etmekteyiz. Bu amaçla onkoloji komitesi kuruldu ve sadece kamoterapi  vermek değil onkoloji hizmetlerinin kaçınılmaz birer ünitesi olan psikolojik destek, beslenme, hasta eğitimi gibi konularda da odaklanmayı planlıyoruz. Amacımız kaliteli hizmet vermek ve bu konuda örnek bir kuruluş olarak tanınmaktır.