İzmir Özel Tinaztepe Hastanesi

Sağlık Köşesi

Tatil Sonrası Sendromu

Tatil Sonrası Sendromu


Uzun ve keyifli geçen tatil dönemlerinden sonra iş yaşamına geri dönmek pek çok çalışan açısından zorlu bir süreçtir.

 

Kış boyunca hayali kurulan, çeşitli şekillerde planlanan, iple çekilen tatillerin bitimi ve işe geri dönmek özellikle çalışanlar açısından zorlayıcı olmakla beraber, yoğun çalışma temposuna yeniden ayak uydurmak, tatil dönüşü tamamlanması gereken işler ve iş stresi gibi pek çok etken çalışanların tatil sonrası adaptasyon güçlüğü yaşamalarına neden olmaktadır.

Tatil boyunca rutinin dışına çıkan çalışanlar için iş yaşamına dönmek başlangıçta zor gelmekte ve çoğu çalışan için bu sürece ayak uydurmak zaman almaktadır. Yapılan çalışmalarda tatilden dönen kişilerin yüzde 50’sinin kendilerini iyi hissetmedikleri ve motivasyonlarının düşük olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ancak, çalışanlar bu durumun bir süreç olduğunu ve tatilden dönen pek çok kişide rastlanabileceğini göz önünde bulundurmalılardır.

Kimler Risk Taşıyor?

İşinden memnun olmayan, yöneticileri ve iş arkadaşlarıyla sorunlar yaşayan çalışanlar, aynı zamanda özel hayatında bir takım sorunlar yaşayan kişiler için de tatil fırsatıyla ortamdan uzaklaşmak, sorunları kısa süreli de olsa unutmalarını sağlamakta ancak, tatil sonrası bu sorunlarla yeniden karşılaşmak ve yüzleşmek zorunda kalmak çalışanların işe olan adaptasyonlarını daha da güçlendirmektedir. İşini sevmeyen çalışanların bu dönemi daha zor ve uzun sürede atlattığı görülmektedir.

İstifalarda Artış Yaşanıyor

İstifalarda en fazla artışların yaşandığı dönem, tatil dönüşüne denk gelmektedir. Bunun en önemli sebeplerinden birisi, tatildeyken çalışma hayatıyla ilgili olarak yeni kararlar almak ve bunu hayata bir an önce geçirmek için aceleci davranmaktır. Bunun gerçekleşmediği görüldüğünde ise istifa etme seçeneği tercih edilmektedir. Bu dönemde alınan kararları hayata geçirmeden önce üzerinde iyice düşünmeli ve daha iyi değerlendirebilmek adına biraz daha beklenmelidir.

Sağlık Sorunlarına Neden Oluyor

Günlük yaşama uyum sağlamada güçlük ve işe gitmek istememe gibi sorunların baş gösterdiği bu dönem aynı zamanda uykusuzluk, baş ağrısı, sindirim sistemi problemleri, iştahsızlık, sabahları yorgun uyanma, eklem ağrıları, odaklanma güçlüğü, düşük motivasyon, sosyal ilişkilerde zorlanma, öfke, tahammülsüzlük, ve isteksizlik gibi bazı fiziksel ve psikolojik rahatsızlıklara neden olabilmektedir. Tatil sonrası gündelik yaşama olan adaptasyon eğer bir kaç ay içerisinde sağlanamıyorsa psikolojik destek almak çalışanlar açısından daha fazla yarar sağlamaktadır.

Mevsimsel Depresyonun Farkı

Psikolojik ve fizyolojik etkenlerin yanı sıra özellikle yaz tatili dönüşleri biyolojik ritmimiz açısından riskli bir mevsimsel dönem olan sonbahara denk gelmektedir. Güneş ışınlarının biyolojik ritmimiz üzerine olan etkisi de göz önünde bulundurularak, sonbahar ve kış mevsimlerinde güneş ışınlarının azalmasıyla birlikte, hareketlerimizi yavaşlatan, uykulu ve bitkin bir ruh hali yaratan ve aynı zamanda sakinleştirici bir etkisi olan melatonin hormonu artmaya başlamaktadır. Dolayısıyla daha yavaş ve sakin bir beden ve ruh hali içerisine girilmektedir. Bedene yansıyan bu doğal biyolojik ritim döngüsündeki bozukluklar mevsimsel depresyon gibi duygu durum bozukluklarına yol açmaktadır. Bu durum daha çok biyolojik kökenli olup, tatil sonrası sendromu ile karıştırılmamalıdır.

 Ya Çocuklar?

Tatilin bitmesi tüm zamanı aileleriyle birlikte huzurlu ve keyifli bir şekilde geçiren çocuklar için de zorlayıcı olmaktadır. Genellikle tatil sırasında çocuklarda görülen rahatlama, tatilin bitmesiyle beraber okula gitmek istememe gibi durumların yaşanmasına neden olmaktadır. Ancak tatil tamamen hiç bir şey yapmadan, plansız programsız ve boş bir şekilde vakit geçirmek anlamına gelmemektedir. Özellikle çocuklar açısından tatil, yeni döneme başlamadan önce dinlenme, yenilenme ve hazırlanma anlamında yararlı olmaktadır. Tatil sonrası uyumun yanı sıra, zaman yönetimi ve programlı hareket etme becerilerini geliştirmek açısından çocukların yaz tatillerinde çeşitli kurs veya aktivitelere yönlendirilmelerinde fayda vardır. Tatil dönüşü çocuklardan eve kapanmalarını beklemek yanlış olacağı gibi, çocukların hemen ders çalışmalarını istemek, özel ders veya dershane çalışmalarına başlamaları için baskı yapmak çocukların tatil dönüşü okula olan adaptasyonlarını daha da güçlendirmektedir.

 

 

Bir Kaç Öneri

Tatil dönüşünde karşılaşılabilecek sorunları en aza indirmek için,

  • Tatilden döner dönmez işe başlamak, işe olan adaptasyonu daha da güçlendirmektedir, bu sebeple tatilden en az 1  gün sonra  işe başlamak uyumu daha kolaylaştırmaktadır.
  • Tatilin verdiği yoğun pozitif enerjiyle birlikte ani kararlandan kaçınılmalı,  iş hayatıyla ilgili önemli konularda radikal değişikliklere başvurulmamalıdır.
  • Büyük beklentilerden içine girmeden ve acele etmeden alınan kararları uygulamak adına önceden uygun zamanlar belirlenmelidir.
  • İş hayatına olan uyumu artırmaya yönelik, sosyal ortamlar, spor veya hobi gibi çeşitli aktivitelere zaman ayırılmalıdır.
  • Tatil dönüşü söz konusu olan sorunlar kaldığı yerden devam etmektedir. Tatildeyken var olan sorunların çözülebileceği beklentisinine girmeden, tatil dönüşü sorunları halledebilmek adına kalıcı çözüm yolları üretilmelidir.

İşverenlere Tavsiyeler

İşverenler tatil dönüşü çalışanların işe olan uyumlarını kolaylaştırmak adına daha toleranslı davranabilir ve çalışanlarıyla iyi bir iletişim kurmaya çalışabilirler. İşverenler veya yöneticiler çalışanlara yeni projeler üretebilmek adına çeşitli fırsat ve olanaklar sağlayarak, hem çalışanların işe olan motivasyonları artırarak tatil sonrası uyumlarını kolaylaştırabilir, hem de kendilerini geliştirmelerine yardımcı olabilirler.

Tatil sonrası hayata/işe/okula uyum sağlamak, motivasyonda düşüklük ve isteksizlik gibi durumlar sıklıkla yaşanabilmektedir.  En önemlisi bunun bir süreç olduğunu kabul etmek ve çoğu insanın tatil dönüşü benzer durumları yaşadığını bilerek, kişilerin kendisine zaman tanımasıdır.